Gazetecileri Koruma Komitesi’ne göre, 7 Ekim’den bu yana yaşanan çatışmalarda 56’sı Filistinli, 4’ü İsrailli ve 3’ü Lübnanlı olmak üzere en az 63 gazeteci öldürüldü.
Uluslararası Af Örgütü, 13 Ekim’de Güney Lübnan’da Reuters kameramanı Issam Abdullah’ın ölümüne ve altı gazetecinin yaralanmasına yol açan İsrail saldırılarının “savaş suçu” olarak soruşturulması gerektiğini söyledi.
Örgüt, açıklamasında İsrail saldırılarının “(muhtemelen) sivillere yönelik doğrudan bir saldırı olduğunu” kaydetti.
Açıklamada, Uluslararası Af Örgütü’nün 100’den fazla video ve fotoğrafı incelediği, bölgedeki silah parçalarını analiz ettiği ve dokuz tanıkla görüştüğü belirtildi.
Buna göre; Sonuçlar, grubun açıkça gazeteci olarak tanımlandığını ve İsrail ordusunun sivil olduklarını bildiğini (ya da bilmesi gerektiğini) ancak yine de 37 saniye arayla iki ayrı saldırıyla onlara saldırdığını gösterdi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (HRW) yayınladığı ayrı bir raporda ise İsrail’in iki saldırısının “sivillere yönelik kasıtlı saldırılar ve dolayısıyla savaş suçu” olduğu ve sorumluların hesap vermesi gerektiği belirtildi.
Reuters’in perşembe günü yayınladığı bir araştırmaya göre, bir grup gazeteci sınır ötesi bir bombalamayı uzaktan filme alırken, art arda iki İsrail tankı saldırısında Issam Abdullah öldü ve diğer altı gazeteci de yaralandı.
İsrail hükümeti sözcüsü, İsrail güçlerinin “savaşçı olmayanları hedef aldığı” yönündeki suçlamayı reddetti.
Sözcü Eylon Levy, canlı basın toplantısında Reuters, AFP, Uluslararası Af Örgütü ve HRW’nin raporları hakkındaki soruya şu yanıtı verdi: “Sivilleri hedef almıyoruz. Sivillerin zarar görmesini önlemek için elimizden geleni yapıyoruz.” savunmasını yaptı.
Reuters’in haberine göre, AFP, El Cezire ve Reuters’ten yedi kişilik bir grup muhabir, tamamı mavi çelik ceket ve kask giyerek haberleri aktarırken, ceket ve kasklarının üzerinde beyaz harflerle “Basın” kelimesi yazıyordu. .
Habere göre gazeteciler Lübnan tarafında bir tepenin üzerinde (her yerden görülebilen) tamamen açık bir alanda çekim yapıyorlardı. Aynı şekilde insansız hava araçları ve İsrail helikopteri de bölgede devriye gezdi.
Uluslararası Af Örgütü, soruşturmasında “çatışmayı takip eden çalışmalarını sürdüren bir grup uluslararası gazeteciye yönelik saldırıyı gösteren tüyler ürpertici delillerin” ortaya çıkarıldığını duyurdu.
Uluslararası Af Örgütü, “İsrail’in gazetecileri öldürmesine ve saldırmasına izin verilmemeli. Bu eylem cezasız kalmamalı ve ölümcül saldırıya ilişkin bağımsız ve tarafsız bir soruşturma yürütülmelidir.”
HRW ayrıca, kanıtların İsrail ordusunun “ateş açtığı grubun siviller olduğunu bildiğini veya bilmesi gerektiğini” gösterdiğini değerlendirdi.
Reuters, tank mermilerinin İsrail içinden ateşlendiğine ilişkin bulgularını İsrail ordusuna sundu ve İsrail askerlerinin gazetecilere ateş açtıklarını bilip bilmedikleri de dahil olmak üzere ayrıntılı sorular sordu.
Ancak İsrail ordusunun uluslararası sözcüsü Yarbay Richard Hecht şunları söyledi: “Gazetecileri hedef almıyoruz.” Aşağıdaki ifadelerden oluşan çok kısa bir yanıt verdi ve ek bir yorumda bulunmadı.
İsrail, 124 üye devletinin savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve soykırımın kovuşturulması konusunda yargı yetkisini kabul ettiği Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin imzacısı değil.
Gazetecileri Koruma Komitesi’ne göre, 7 Ekim’den bu yana yaşanan çatışmalarda 56’sı Filistinli, 4’ü İsrailli ve 3’ü Lübnanlı olmak üzere en az 63 gazeteci öldürüldü.
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında hayatını kaybeden gazetecilerin çoğu hayatını kaybetti. Ayrıca haber yapan çok sayıda Filistinli gazetecinin ailesi de kaldıkları evlere düzenlenen saldırılarda hayatını kaybetti.