İzmir’deki o binalar resmen ölüme davetiye! Duvarları yok, inşaatlar kalfa elinden… “Yıkılmasa da öldürür”

tarafından admin Tarihinde Şub 10, 2024 Son güncelleme Şub 10, 2024

Bornova ve Bayraklı ilçelerinde deprem riskine ilişkin envanter çalışmaları ve 30 Ekim depremi sonrasında İzmir’de başlatılan araştırma projelerinde dikkat çekici sonuçlar elde edildi. Türkiye Mühendisler ve Mimarlar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi afet komisyonu üyesi inşaat mühendisi Ali Güngör, “puan veren kriterin olumsuz puan aldığını” belirterek binaların olumsuz yönlerine dikkat çekti.

BİNALAR TEKERLEK RİSK SINIFINA ALINDI

İzmir’de 30 Ekim depreminden en çok etkilenen Bayraklı ve Bornova ilçelerindeki binaların envanter çalışmalarının tamamlandığını ve sıranın Konak’a geldiğini belirten TMMOB İnşaat Mühendisi Odası Afet Komisyonu Üyesi İnşaat Mühendisi Ali Güngör Mühendisler İzmir Şubesi, projenin İzmir geneline yayılması gerektiğini söyledi. Sahada çalışan inşaat mühendisleri olarak iki kişilik ekipler halinde veri topladıklarını anlatan Güngör, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ndeki (ODTÜ) 6-7 kişilik akademik kadronun verileri değerlendirerek binaları risk sıralamasına koyduğunu anlattı. Güngör, şöyle konuştu: “Bu çalışmalar İzmir’in her yerinde yapılması gereken, geç kalan çalışmalardı. Binanın önüne gittik ve tabletlerdeki sorulara göre kriterleri ortaya çıkardık. Binanın fotoğraflarını çektik, kritik soruları yanıtladık. Binada olmaması gereken ve binada olması gereken seçenekleri işaretledik. Bazıları projeye uygundu.” Ama daha iyi olur diyebileceğimiz şeyler var. Mesela binanın zemin katında sadece sütunlu, duvarsız, otopark olarak kullanılan bölümler vardı. Park yerleri birinci katta değil bodrum katında olmalıdır. Bu olumsuz puan alan bir kriterdir. Binanın puanını azaltır. Balkonlara açık alan denir. “Giriş katının daha içe dönük olduğu üst kattaki projeksiyona kapalı projeksiyon diyoruz. Kapalı projeksiyon dezavantaj oluşturuyor dolayısıyla olumsuz. Bu bilgiler ışığında binanın risk analizini yaptık, dedi.

“LİSTELENEN BİNALARIN RİSK DURUMU”

Çalışma gruplarından alınan anlık verilerin tabletler aracılığıyla değerlendirildiğini kaydeden Ali Güngör, sahada toplanan verilerin ilçe belediyelerinden alınan projelerle karşılaştırıldığını belirterek, şöyle konuştu:

“Arazi parametreleriyle paralel bir karşılaştırma yapıldı. Binanın topoğrafik parametrelere göre doğru inşa edilip edilmediği belirlendi. Dik arazide inşa edilen binaların diğerlerinden farklı olması gerektiği değerlendirildi. Binaların risk durumları listelendi.” ODTÜ’deki hocalar bu konuda bizi bilgilendirdi. Binaların hangi zemin koşullarında en riskli olduğu konusunda bilgilendirildik. “Durumla ilgili karmaşık sonuçlar ortaya çıktı. Binaların kentsel dönüştürülmesi konusunda ciddi veriler oluştu. Tüm mahallelerde bu çalışmalar tamamlandıktan sonra hangi binalarda gönül rahatlığıyla yaşayabileceğimiz ortaya çıkacak.”

“İNŞAATIN ÇOĞUNLUĞU İŞÇİLER TARAFINDAN YAPILDI”

Yapılan çalışmalarda sıklıkla karşılaşılan bir hataya dikkat çeken Güngör, projelerin mimar ve mühendislerden oluşan teknik kadro tarafından yürütülmediğini belirterek, şunları kaydetti: “Binaların mimar ve mühendisler tarafından tasarlanıp kontrol edilmesi gerekiyor. Gördüğümüz kadarıyla inşaatların büyük bir kısmı işçiler tarafından yapıldı. İşçi de inşaatın önemli bir unsuru ama tek unsuru değil” dedi.

İzmir’de olası bir depremde hangi binaların yıkılıp yıkılmayacağını tespit etmenin zor olduğunu anlatan Ali Güngör, şöyle devam etti:

“Yeni bir depremde binaların ne kadar hasar alabileceğini belirlemek çok zor. Depremin nerede, hangi dönemde, nasıl olacağını bilmiyoruz. Betonarme yapıların hesaplamalarını yaparken depremden alacağımız verileri kullanıyoruz.” beton.Seferihisar depremi farklıydı.Deprem bize yakın olan Midilli’den gelebilir.Edremit Körfezi ve Gediz Çevresi faylarla dolu.Depremin geliş yönü ve büyüklüğü de önemli.Ayrıca depremin şiddeti de önemli. Şehrimizde tsunami tehlikesi var. Binalar sadece depremde yıkılmıyor. Tsunami anında da çökebiliyor. Bilim sürekli gelişiyor. Binalarımızın yetkin personel tarafından denetlenmesini sağlamalıyız. Yaşadığımız binalar üzerinde yapılan performans analizleri. .”

“YIKILMAYAN BİNA DA ÖLÜM OLABİLİR”

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) afet bilinci konusunda eğitim verenlerden biri olduğunu belirten inşaat mühendisi Ali Güngör, talep eden kurum ve kuruluş çalışanlarına ücretsiz eğitim verdiklerini belirterek, şöyle konuştu: Bizim binamız ve burası yıkılmaz diyoruz ama yine de yaralanabiliriz. Çökmeyen bir bina.” “Öldürebilir de. Eğitim ve pratik yapmalıyız. Zaman zaman tatbikat yapıp, deprem anında yapılması gerekenleri tekrarlamalıyız. Binaların doğru inşa edilmesiyle iş bitmiyor. Deprem anında binayı terk etmeye ya da balkondan atlamaya çalışanlar oluyor. Bunun yanlış olduğunu görüyoruz” dedi.

(DHA)Bu içerik Hazar Saygın tarafından yayınlanmıştır.